son nefes   (1135 içerik bulundu)

"son Nefeste Tevbe Ederim" Diyenleri Bekleyen Tehlike!

“Ben nasıl olsa gencim, daha önümde uzun yıllar var, daha sonra tevbe edip hâlimi ıslah ederim, Allah affeder…” deyip ibâdetleri, sâlih amelleri ve tevbeyi sonr

Son Nefese Kadar Cihad

Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem)’nü evinde misafir etmenin ve O’nunla nice gazvelere katılmış olmanın verdiği gönül rahatlığı ile Ebû Eyyûb el-Ensârî

Son Nefeste İman İçin Ne Yapmalı?

Kıyâmetin ilk adımı, her insan için kendi ecel ânıdır. O dehşetli anda, şeytan da îmâna musallat olacak ve mü’minin ayağını kaydırmaya çalışacaktır. Canın gırtl

Peygamberimiz Son Nefesinde Ne Dedi?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) son nefesinde ne dedi? Ümmetine son derece şefkatli ve merhametli olan Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- son nefesle

Son Nefes Endişesi

İnsanı kutsamak, çoğu zaman şirke kapı aralar. Rabbimiz böyle bir kapıyı zihinlerde ve gönüllerde ebediyyen kapatmak için, itibarın son nefese bağlı olduğuna di

Son Nefeste Tevbe Kabul Olur mu?

Şeytanın iğvâsına aldanarak tevbeyi geciktirmek, en büyük israflardan biri olan ömür isrâfıdır. Akıllı bir mü’min, tevbede acele etmeli ve kendisini son nefese

Halid-i Bağdadi Hazretleri'nin Son Nefes Endişesi

Büyük Hak dostları hiçbir zaman amellerine güvenmeyip son nefes husûsunda dâimâ Allâh’ın rahmet ve mağfiretine ilticâ etmişlerdir.

Son Nefeste Aşk

Ölüm ânı ve akabinde yaşananlar herkes için farklı farklı tecellî etse de, ölümün belki de en güzel hâlini yaşayanlardır: Allah dostları…

Son Nefeste Pişmanlık Kabul Olur mu?

Son nefes, buğusuz, pürüzsüz ve lekesiz bir ayna gibidir. Her insan bu aynada, güzellikleri ve çirkinlikleriyle bütün ömrünü net bir şekilde seyreder. O an, göz

Son Nefeste İstiğfar Etmek

Son nefes hususunda peygamberler hâricinde hiç kimse teminat altında değildir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.